Elazığ’ın tarihi Harput Kalesi’nde yapılan arkeolojik kazılarda, MÖ 3000’li yıllardan itibaren yerleşime açık olduğu belirlenen bir sanayi sitesi keşfedildi. Urartu Krallığı dönemine ait demir atölyeleri ve maden eritme ocaklarının bulunduğu bu alanın, 1850’li yıllara kadar aktif olarak kullanıldığı tespit edildi.
Harput Kalesi’nde, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Elazığ Valiliği ve Fırat Üniversitesi iş birliğiyle yürütülen kazı ve restorasyon çalışmaları devam ediyor. Fırat Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi ve Güzel Sanatlar Bölüm Başkanı Prof. Dr. İsmail Aytaç liderliğindeki ekip tarafından yürütülen çalışmalar, 11 yıldır sürüyor. UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alan Harput Kalesi’nde bugüne kadar 100 binden fazla tarihi eser gün yüzüne çıkarıldı. Kazı çalışmaları sonucunda, kalenin batı surları arasında kalan bölgede bin metrekarelik bir sanayi sitesi ortaya çıkarıldı. Bu alanda demir atölyeleri, maden eritme ocakları ve depo alanlarının yanı sıra çeşitli buluntular keşfedildi. Elde edilen bakır sikkeler, porselen mobilya parçaları ve diğer buluntular, sanayi sitesinin 1850’lere kadar kullanıldığını gösteriyor.
Kazı çalışmalarını değerlendiren Prof. Dr. İsmail Aytaç, Harput Kalesi’nde yer alan demirci atölyelerinin restore edilerek ziyarete açıldığını belirtti. Aytaç, “Buradaki alan yaklaşık bin metrekarelik bir kompleks. Çalışmalarımız devam ediyor. Restorasyonu tamamlanan bölümde, iç içe geçmiş ısı derecelerine göre farklı amaçlarla kullanılan eritme fırınları bulundu. Bu fırınların yanında demir külçeleri yer alıyor. Bu külçeler burada işlenerek mamul hale getirilmiştir,” dedi.
Prof. Dr. Aytaç, savaş zamanlarında daha çok askeri malzemelerin, barış dönemlerinde ise günlük yaşamda kullanılan eserlerin üretildiğini belirtti. “Bu atölyeler en az bin yıllık geçmişe sahip ve 1850’lere kadar kullanılmıştır. 1860’larda Harput Kalesi’ndeki askeri birliklerin şehre taşınmasıyla birlikte alan yavaş yavaş kullanılmaz hale gelmiş ve toprak altında kalmıştır. Şimdi ise burayı turizme kazandırmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz,” diye ekledi. Kazı çalışmaları süresince çok sayıda ok ucu, mızrak ucu, metal nal, çivi, süs eşyası ve mobilya aksamı gibi tarihi eserler de gün yüzüne çıkarıldı.